Şanlıurfa İHH’nın çağrısı ve organizesi ile cumartesi günü saat 16.00’da ŞUTİM’de toplanan motorcular Filistin ve Türkiye bayrakları ile motorlarını süsleyip Gazze direnişi lehine sloganlar attı.

İHH İl Başkanı Behçet Atila, Gazze’deki son gelişmeler hakkında kalabalığa bilgi verip yapmamız gerekenleri dört maddede halinde sıralayarak; “sürekli meydanlarda olup güçlü eylemler yapmalıyız, Siyonist terör örgütü İsrail’in mallarını/ürünlerini kısa süreliğine değil her daim boykot etmeliyiz, nakdi yardımlarda bulunmalıyız ve dua etmeliyiz. Bugün ki eylemimiz motor konvoyudur. Konvoya destek veren başta Aziz Motor’un sahibi ve kulübü başkanı sayın Müslüm Tıkbıyık’a ve destek veren tüm motorculara teşekkür ederiz” dedi ve katılımcı motorculara konvoy boyunca dikkat etmeleri gereken hususları hatırlattı.

Daha sonra Şanlıurfa İHH gönüllüsü Mehmet Mintaş basın açıklaması okudu ve yaklaşık 80 motorluk konvoy tekbirler ve marşlar eşliğinde hareket etti. Konvoy; ŞUTİM, Kuyubaşı Petrol, Harran Kapı caddesi, Balıklıgöl Dergah, Haşimiye, Karameydanı, Şehir merkezinden, Abide kavşağı, Diyarbakır Yolu’ndan Karaköprü’deki Şanlıurfa Fuar Merkezi önünde son buldu.

İHH İl Temsilcisi Behçet Atila, Fuar merkezi önünde katılımcılara teşekkür edip; inşallah bir dahaki toplanmamız Gazze’nin zaferi için olsun dedi. Daha sonra eylem sonlandırılıp, kalabalık sessizce dağıldı.

 

 

Şanlıurfa İHH gönüllüsü Mehmet Mintaş’ın okuduğu basın açıklamasının tam metni;

Gazze İçin Acil Ateşkes Motor Konvoyu Basın Açıklaması:

 

Selahaddin-i Eyyubi’nin torunları olan halkımız, STK Temsilcileri, katılım sağlayan tüm motorcu kardeşlerimiz, basınımızın güzide mensupları ve emniyet mensubu kardeşlerimiz, Şanlıurfa İHH olarak organize ettiğimiz “Gazze İçin Acil Ateşkes Motor Konvoyu”muza hoş geldiniz. Katılımlarınızdan dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ederiz. Büyük destek veren

 

Bugün amacımız bu Motor Konvoyu ile dikkatleri tekrar Gazze’ye ve Gazze’de yaşanan soykırıma çekmektir. Yaşananları bir an bile unutmamaktır, unutturmamaktır.  Gazze’de 3,5 aydır yaşananlar, yaşadığımız asır, maalesef bir insanın bünyesinin kaldırabileceğinden çok daha fazla kan ve gözyaşına sahne oluyor. Filistin, Suriye, Afganistan, Irak ve daha birçok coğrafyada sivillere uygulanan zulüm politikaları, tüm dünyanın gözleri önünde yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor.

Haftalardır soykırıma varan saldırıların yaşandığı Gazze, bu zulüm politikalarının geldiği son noktadır. Apartheid rejimi İsrail, tüm dünyanın gözlerinin içine baka baka 2,5 milyona yakın insanın yaşadığı Gazze’deki sivilleri kadın, çocuk ve yaşlı demeden katletmekte, hayatta kalanlara ise yaşam hakkı tanımamaktadır.

Hastaneler, mülteci kampları, okullar, fırınlar, aşevleri ve aklınıza gelebilecek daha birçok yer saldırıya uğramış, Gazze’deki altyapı ve üstyapı işgalci İsrail tarafından tamamen çökertilmiştir.

Refah Sınır Kapısı’ndan kısıtlı geçen yardımlar, Gazze’nin ihtiyacının yüzde 3’ünü dahi karşılayamamaktadır. İsrail tarafından elektrik, su ve iletişimin kesildiği Gazze’de hastanelerdeki yaralıların tedavileri ilkel yöntemlerle zor şartlar altında yapılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca bu hastaneler, çok sayıda kadın ve çocuğun sığındığı adeta birer mülteci kampına dönüşmüştür. Buna rağmen hastaneler dahi bombalanmaktadır.

İsrail’in soykırım politikaları Asya’dan Avrupa’ya, Amerika kıtasından Afrika’ya kadar din, dil, ırk farkı gözetmeksizin ‘‘BEN İNSANIM’’ diyen tüm dünyadaki vicdan sahiplerinin tepkisine yol açtı. Milyarlarca insanın haykırdığı ‘‘İsrail Zalimdir’’ söylemi ise maalesef dünya barışını sağlama görevini üstlendiklerini iddia eden ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya gibi birçok batı ülkesinin yöneticileri tarafından duymazdan gelinmekte, İsrail’e bebekleri ve kadınları katletmesi için tam destek verdikleri görülmektedir.

Siyonist terör devleti İsrail ile mücadele etmek ve Filistinli mazlumların yanında yer almak zaruridir. Çünkü Filistin ve Aksa davası sadece Filistin’in değil, sadece Arapların değil tüm müslümanların davasıdır. Hatta bunun da ötesinde izan ve vicdan sahibi bütün bir insanlık âleminin ortak davasıdır.

Kimden gelirse gelsin zalimin karşısında durmayı ve kime yapılırsa yapılsın mazlumun yanında olmayı şiar edinen müslümanlar olarak; Son günlerde masum Gazze halkına karşı savaş suçunun her türlüsünü hunharca işleyen Terör Devleti İsrail’e karşı; kınama, lanetleme, yas ilan etmenin yetmediği, daha da somut adımların atılmasının vaktinin geldiğine inanıyor ve aşağıdaki hususları tüm kamuoyuna ilan ediyoruz:

 

1.)  Alanları boş bırakmayarak eylemleri artırarak devam ettirmeliyiz,

2.)  İsrail ve siyonizme destek veren şirketlerin tüm ürünlerini boykot ediyor ve devletin bu ürünlere yasak getirmesini talep ediyoruz.

3.)  Filistin davasını kendi öz davamız bilip bu bilinci nesilden nesle aktararak zinde tutmamız gerekiyor,

4.)  Güvendiğimiz kurum ve kuruluşlar aracılığıyla gücümüz nispetinde Filistin ve Gazze’deki kardeşlerimize maddi yardımlar yapmalıyız.

Çok riskli olmasına rağmen İHH olarak ilk günden beri desteklerinizle Gazze’de çok yoğun bir şekilde yardımları dağıtıyoruz. Çünkü Gazze’de İHH olarak Ofisimiz, depolarımız ve yoğun faaliyetlerimiz var.

5.)  Nusret ve zafer nasip etmesi için Rabbimize niyazlarımıza devam etmeliyiz.

 

Son olarak;

Hiçbir ülke zulüm ile abad olmamıştır. Zulüm üzerine kurulu hiçbir düzen ilelebet varlığını idame edememiştir. Zulüm üzerine kurulmuş Siyonist İsrail de elbet bir gün yıkılacaktır. Yazarın dediği gibi; Yıkılasın İsrail enkazını göreyim. Sana devlet diyenin yüzüne tüküreyim.

Bu münasebetle namazımızın her rekâtında okuduğumuz Fatiha’mızda “Allah’ın gazabına uğramış” millet olarak nitelenen siyonist yahudilere lanet olsun.

İsrail’in hamiliğini üstlenen Amerika’ya, ona destek veren tüm Avrupa ülkelerine ve ülkemiz içerisindeki satılmış işbirlikçilerine lanet olsun.

Filistin’in ilk fatihi Hz. Ömer’e selam olsun. Mescid-i Aksa’yı tekrar hürriyetine kavuşturan Nureddin Zengi ve Selahaddin-i Eyyubi’ye Selam olsun.

Filistin topraklarını ve mukaddesatımızı mallarıyla ve canları ile müdafaa eden yiğit direnişçilere, şehitlere ve gazilere selam olsun. Canımızla, kanımızla ve tüm imkânlarımızla sizinleyiz.